28 Nisan 2012 Cumartesi

İnsan yeterince anlattığını,anlaşıldığını sanır çoğu zaman.Bunu bir anlık bir dokunuşla,bir anlık bir bakışla veya alaycı bir kelimenin içinde yapar belki.Sanır ki içindeki en değerliyi vermiştir karşısındakine.Öyle bir rahatlık,bir zafer yaşar ki asıl adı kendini avutmadır.Bilir aslında bir şey anlatamadığını..Ama hayat bu ya  oynar oyununu en usta oyuncular kadar…

Soramaz ki,anlatamaz ki hayallerini…Bir kelime ile yıkmasın kimse diye.Keşkeler kalır bu hayallerin en dibinde.Kapkalın bir tortudur.Kazıdıkça çoğalır çoğalır…Halbuki ne de dupduru olmak isterdim bende.Dibime çökmesin içimde kalan haykırışlar.”Dinle bak beni” diyerek başlayıp “İşte hepsi bu” demeyi ne çok isterdim,sonuçlarından korkmadan.Kaçınılmaz sonlar vardır ya bazı hikayelerde sonunu bile bile okumak istersin.Ama çok yavaş ki bitmesin sayfalar her anın her kelimenin tadını çıkararak…Her yolu denersin zaman ağır aksın diye,o son sayfa gelmesin diye..Ama gelir…Gerçek olan bu çünkü.İşte yine geliyoruz bir sona daha ,bitiyor sayfalar…

O son cümleden sonra dibe çöken  haykırışları “dinle bak beni” diyerek özgür bırakmaktır tüm isteğim artık.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder